PROF. DR. MUHAMMED ŞAHİN: “ATATÜRK’ÜN VİZYONER LİDERLİĞİ, BİLİMSEL KALKINMANIN TEMELİ OLDU
ANSİAD 13. OLAĞAN TOPLANTISI’NDA KONUĞU MEF ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.
DR. MUHAMMED ŞAHİN OLDU
ÖZBEK; “ATATÜRK’ÜN ÇİZDİĞİ YOL, GELECEĞİN PUSULASIDIR”
PROF. DR. MUHAMMED ŞAHİN: “ATATÜRK’ÜN VİZYONER LİDERLİĞİ, BİLİMSEL
KALKINMANIN TEMELİ OLDU”
Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 13. Olağan
Toplantısında, MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin konuk olarak
yer aldı. Toplantıya Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semih
Ekercin, BAKSİFED Başkanı Mustafa Cengiz, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
İdris Taş ve çok sayıda meslek odası ile dernek temsilcisi katıldı.
Toplantının konuk konuşmacısı MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Muhammed Şahin, “Bilim, Teknoloji ve Yükseköğretimde Türkiye: Dünya’nın
Neresinde? Türkiye İçin Bir Gelecek Hikayesi” başlıklı sunumuyla dikkat çekici
değerlendirmelerde bulundu. Etkinlik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete uğurlanışının yıl dönümünde saygı, minnet ve
özlemle yapılan bir anma ile başladı. Açılış konuşmasını yapan ANSİAD Yönetim
Kurulu Başkanı, Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünü
hatırlatarak, bugünün ekonomik ve toplumsal sorunlarının temelinde bilime ve
akla yeterince önem verilmemesinin yattığını vurguladı.
Özbek; “Bir ülkenin en değerli kaynağı yer altındaki madenleri değil,
gençlerinin aklı ve yaratıcılığıdır”
Toplantının açılışında konuşan ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan
Özbek, konuşmasında şunları kaydetti: “Atatürk’ü anlamak, geleceği akılla ve
bilimle inşa etmeyi kavramak demektir. Bir ülkenin düşünce biçimini,
önceliklerini ve yönünü belirleyen şey, ekonomik göstergelerden çok, sahip
olduğu değerlerdir.” Özbek Türkiye’nin bilim, teknoloji ve eğitim alanındaki
dönüşüm süreci üzerine dikkat çekerek, bilimden uzaklaşan bir toplumun ilerleme
şansının kalmadığı vurguladı. Özbek: “Bir ülkenin en değerli kaynağı yer
altındaki madenleri değil, gençlerinin aklı ve yaratıcılığıdır. Üretmek sadece
ekonomik değil, aynı zamanda özgürlük ve aidiyet meselesidir. Üretmeden
kalkınmak, tüketimle büyümek, bilimsiz eğitimle ilerlemek mümkün değildir.”
Dedi.
Özbek; “Atatürk’ün çizdiği yol, geleceğin pusulasıdır”
Konuşmasını şu sözlerle tamamlayan Özbek, Cumhuriyet’in ikinci
yüzyılında aklın, bilimin ve üretimin merkeze alınması gerektiğini vurguladı: “Atatürk’ün
çizdiği yol, sadece geçmişin mirası değil, geleceğin pusulasıdır. ANSİAD olarak
bizler, bu pusulanın gösterdiği yolda; üretimi, bilgiyi, aklı ve insanı merkeze
alarak çalışmayı sürdüreceğiz.”
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Atatürk’ün vizyoner liderliği, bilimsel
kalkınmanın temeli oldu”
Konuşmasına güncel kayıplar için başsağlığı dileyerek başlayan Şahin, Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yükseköğretim alanlarındaki konumunu değerlendireceği iki bölümlük sunumuyla devam etti. Prof. Dr. Şahin, Atatürk’ün vizyoner liderliğinin Türkiye’nin eğitim ve bilimsel kalkınma sürecindeki temel belirleyici olduğunu vurguladı. Şahin: “Cumhuriyet kurulduğunda okur-yazar oranı yüzde 8 bile değildi. Buna rağmen Atatürk, 1921’de Milli Eğitim Şurası’nı topladı, 1926’da yurt dışına öğrenci göndermeye başladı. Onlara ‘Sizi kıvılcım olarak gönderiyorum, ateş topu olarak döneceksiniz’ dedi. 1416 sayılı yasa hâlâ geçerliliğini koruyor.” Atatürk’ün 1920’lerde attığı bu adımların dönemin Asya ülkelerinden onlarca yıl önce geldiğini belirten Şahin, bu vizyonun Türkiye için bugün de yol gösterici nitelikte olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Bilimsel üretim ve Ar-Ge’nin güçlendirilmesi
gerekiyor”
Prof. Dr. Şahin, Türkiye’nin bilimsel üretim performansına ilişkin veriler paylaştı. Şahin: “2012 yılında üniversitelerimiz 200–300 sıralarındayken bugün 800–1000 bandında yer alıyor. Gerçek akademik göstergelere baktığımızda tabloyu geliştirmek için yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu görülüyor.” dedi. Türkiye’de üniversitelerin araştırmacı sayısının resmi olarak 217 bin olarak açıklandığını ancak aktif araştırmaya zaman ayıran öğretim üyesi oranının daha düşük olduğunu belirtti. Uluslararası yayın sayısında Türkiye’nin 2024 itibarıyla 75 bin yayınla öne çıktığını aktaran Şahin, niceliğin yanında nitelikli üretimin artırılmasının önemini vurguladı: “Hollanda 17 milyon nüfusuyla bizden az yayın yapıyor ama her alanda görünür. Bizim hedefimiz bilimin etkisini ve görünürlüğünü artırmak olmalı.”
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Teknokentleri güçlendirecek yeni model”
Prof. Dr. Şahin, Türkiye’de 90’dan fazla teknokent bulunmasına rağmen
küresel girişimcilik ekosisteminde daha üst sıralara çıkılması gerektiğini
belirtti. Teknokentlerin üretim ve girişimcilik performansının artırılması için
yeni bir vizyonun gerekliliğine değinen Şahin, “Anadolu Tekno Kalkınma Ağı
(ATA)” adıyla geliştirdiği proje önerisini paylaştı. Şahin, “Atatürk’ün adını
yaşatmak istedim. Türkiye’de 90’dan fazla teknokent var ama kalkınmaya
katkısının artması için bu merkezlerin bir araya getirilmesi gerekiyor” dedi.
İstanbul merkezli bir yapıyı önerdiğini belirterek, “‘ATA İstanbul’ olacak. Bu
merkez, ülke çapında tematik teknokentlerle ve yenilikçi fikir merkezleriyle
bağlantılı olacak. Yurt dışından teknoloji şirketlerini çekecek, Ar-Ge
kültürünü yerleştirecek özel statülü bir yapı düşünün” ifadelerini kullandı.
Projenin işleyişine dair ayrıntılar da paylaşan Şahin, “Burası devlet
güdümünde olacak ama kamu-özel ortaklığıyla çalışacak. Devlet %50 payla yer
alacak, geri kalan kısımda belediyeler, iş dünyası ve STK’lar pay sahibi
olacak. Böylece herkes sahiplenmiş olacak.” dedi. Şahin, ATA ile Türkiye’de
teknokentleri, üniversiteleri ve Ar-Ge merkezlerini tek çatı altında toplayarak
uluslararası şirketlerin yatırım yapmasını kolaylaştıracak bir ekosistem
oluşturmayı ve ülkenin teknoloji alanında çekim merkezi haline gelmesini
hedeflediğini vurguladı.
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Türkiye Ar-Ge Çekim Merkezi olmalı”
Prof. Dr. Muhammed Şahin, Türkiye’nin Ar-Ge kültürü olan şirketleri
çekmek için somut adımlar önerdi. Şahin, “Devlet, iki yıl boyunca yalnızca
Ar-Ge ve inovasyona odaklanmalı. Şirketlere uzun vadeli teşvikler verilmeli;
Ar-Ge’sini getirmeyen şirkete fabrika kurulumu yok, getiren şirkete ise 20 yıl
kira ödememe ve sigorta desteği sağlanmalı” dedi. Ayrıca, yurt dışına 5 yıl
içinde 50 bin yüksek lisans ve doktora öğrencisi göndermenin Türkiye’nin
bilimsel kapasitesini artırmak için kritik bir adım olacağını ifade etti. Türkiye’deki
yükseköğretim kurumları ve Ar-Ge organizasyonlarının daha bütüncül bir yapıya
kavuşması gerektiğini belirten Şahin, çözüm olarak “Bilim, Teknoloji ve
Yükseköğretim Bakanlığı” modelini önerdi. Üniversitelerin yönetiminde sektör
temsilcileri, yerel yönetimler ve mezun derneklerinin yer almasının da
üniversitelerin hem yerel hem ulusal kalkınmaya katkı vermesini sağlayacağını
ifade etti. Şahin, eğitimde yetenek ve beceri odaklı ölçüm sistemine geçişi,
öğrenciyi geleceğe hazırlayan bir model olarak önererek konuşmasını tamamladı.
“ANSİAD 13. Olağan
Toplantısı” soru ve cevapların ardından ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan
Özbek’in konuğumuz, MEF
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed
Şahin’e Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu
hediye takdimiyle sona erdi.
Büşra SEVİLEN
Medya Sorumlusu
E-mail: basin@ansiad.org.tr
Tel: 0242 3120303
Fax: 0242 3215511